Fındık hasat mevsimi yaklaşırken her yıl olduğu gibi bu yıl da fiyat açıklanmadan“Abidik-Gubidik” işler başladı.
“Alavere-Dalavere” döneminde “Rekolte Oyunları” adlı oyun tekrar sahnelendi.
Yazılan senaryoya göre “Rekolte Oyunlar” adlı oyunda fındık rekoltesi yüksek gösteriliyor.
İşte bu noktada “Alavere-Dalavere” devreye giriyor.
Rekolte yüksek gösteriliyor!
Böyle olunca da serbest piyasada fındık fiyatları düşüyor.
Nitekim 25-26 lira seviyesinde seyreden fındık fiyatları hızla düşüşe geçerek 20-21’leri görmeye başladı.
Bu oyunun oynanmasında “sponsor” görevi üstlenen Avrupalı alıcı “parayı veriyorsam düdüğü de çalmalıyım” diyor.
Buna destek veren yerli izleyiciler pardon yerli işbirlikçiler sponsor olan “elin oğlu” ne derse onu yapıyor.
Oynuyor, fındık fiyatları ile oynuyor!
Bunun zararını fındık üreticisinin çekeceğini bile bile cebini doldurmanın hesabını-kitabını yapıyor.
Ordu’nun Giresun’un yöre insanının dilinden düşürmediği “fındık” türküleri var.
“Bahçeye gel bahçeye/Kuru fındık bulursun/Alacaksan al beni/Sonra pişman olursun.”
“Çıktım fındık dalına/Baktın yârin yoluna/Ela gözlü sevdiğim/Gel salına salına.”
“Yine yeşerdi fındık dalları/Acep ne olacak yârin halleri/Dalgalanıyor pembe şalvarı.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Fındık Raporu” sunan Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel de bir fındık türküsü yazdı.
Fındık üzerinde oynanan oyun üzerine güzel bir benzetme yapan Adıgüzel “Karadeniz’de birileri İtalyan halk oyunu olan ‘tarantella’ oynamaya çalışıyor. Ancak ‘tarantella’ oynamaya çalışanları bölge insanı Giresun ve Ordu karşılaması ile karşılayacak, Trabzon kolbastısıyla uğurlayacak, ardından da bunları gönderdikten sonra hep beraber horon tepeceğiz.” diyerek yazdığı fındık türküsünü şöyle söyledi:
“Şu Ordu’nun pınarı/Soğuk olur suları/Çiftçiye oyun oynama/Yaman olur şamarı/Fındık dalda tekleme/Derdime dert ekleme/Millet yüzün çevirdi/Döner diye bekleme/El olmuş fındıkta tekil/Seyrediyor onca vekil/Beştepe hep aynı şekil/Yeter artık, bir şekil/Fındık dalda tekleme/AKP bizi bekleme/Millet artık biliyor/Yutar diye bekleme.”